14. Bonus Bölüm – Sosyal Medya Kanunu Nedir, Facebook Reklam Kısıtlamaları Ne Zaman Sona Erecek

Sosyal Medya Kanunu Nedir Facebook Reklam Kisitlamalari Ne Zaman Sona Erecek

14. Bölüm Sosyal Medya Kanunu Nedir?

Konuk Oğuz Kara ile birlikte harika bir podcast hazırladık. Bu podcast yayınında sosyal medya kanunu, (sosyal medya hukukunu) en ince ayrıntısına kadar değerlendiriyoruz. Türkiye’de ne gibi değişiklikler yapılacak ya da sosyal medya temsilcileri ne gibi konularda sorumlu olacak gibi tüm soruları cevaplıyoruz.

Neden Sosyal Medya Kanunu Üzerinde Hukuki Düzenlemeye İhtiyaç Duyuldu?

Aslında güne telefonumuzu açarak başlayıp, telefonumuzu şarja takarak bitiriyoruz.

Günümüzde sosyal medya hesaplarının akış trafiğine baktığımızda gördüğümüz manzara inanılır gibi değil. Birçok hesap ve paylaşım var. Ancak bu büyük veri akışında bazı paylaşımlar başkalarına zarar verebiliyor.

Gerçekten de DM yoluyla tacize uğrayan, mesajları veya fotoğrafları ifşa edilen birçok insan olduğu gibi fake diye tabir ettiğimiz hesaplardan kişisel veri ihlali yapan veya gerçek dışı söylemlerde bulunan da birçok kişi var.

Bugüne kadar bu gibi konularda hukuki başvurularımızı yapsak da sonuç almamız mümkün olmuyordu. Çünkü sosyal ağ sağlayıcılarının çoğunun merkezi yurt dışındaydı ve savcılıkla veri paylaşmıyorlardı. Biz de bu hukuka aykırı eylemleri yapan kişilerin kimliklerini teşhis konusunda zorluk çekiyorduk ve bir noktada sonuca ulaşmak imkânsızlaşıyordu.

31.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de 7253 sayılı Kanun yayımlandı. Bu 7253 sayılı Kanun, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da değişiklikler içeriyordu. Değişiklikler de sosyal ağ sağlayıcılarına ilişkindi. Bu yüzden medyada Sosyal Medya Kanunu olarak bilindi.

Sonrasında, Sosyal medya düzenlemeleri ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından Eylül 2020’de yayımlanan Sosyal Ağ Sağlayıcı Hakkında Usul ve Esaslar kararı ile önemli tanımlamalar ve yükümlülükler getirildi. Özellikle muhtemel hak ihlallerinin engellenmesi ve internet ortamında kimliklerin gizlenerek suç teşkil eden eylemlerin işlenmesinin önüne geçilmesi amaçlandı. Aslında Sosyal medya hukukundaki yeni düzenlemelerin olumlu yönü bu diyebilirim.

Sosyal medya hukukunu nasıl tanımlıyorsunuz?

Sosyal ağ sağlayıcıları ile kullanıcıları arasındaki ilişkileri, sosyal ağ kullanıcılarının birbirleri arasındaki ilişkileri ve sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımları konu alan hukuk dalını sosyal medya hukuku olarak tanımlıyorum. Bu tanımın daha önce yapıldığını sanmıyorum, çünkü çok yeni bir hukuk dalı.

Dünyanın en önemli ve etkili iletişim yolu olan internet, geleneksel medya ve iletişim araçlarının önüne geçerek adeta toplumsal bir mekân haline geldi. Kişilerin, sosyal medya üzerinden yaptıkları eylemlerden hukuki ve cezai sorumluluğu doğabiliyor. Artık bir tık ile birçok kişiye ya da topluluğa ulaşmak çok kolay, bunun da olumlu olduğu kadar olumsuz yönleri mevcut. Örneğin, küçük bir tweetle hakaret, tehdit suçu işlemek mümkün, bir başkasına ait instagram fotoğrafı paylaşımı ile telif hakkı ihlali mümkün… gibi birçok örnekleme yapılabilir. Bu anlamda sosyal medya hukuku giderek hayatımızda daha da büyük bir yer edecektir diye düşünüyorum.

Sosyal ağ sağlayıcıları kimler?

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu “Sosyal Ağ Sağlayıcıları Hakkında Usul ve Esaslar” isimli karar yayınladı demiştim. Bu karar ile sosyal ağ sağlayıcı gibi birçok kavram netlik kazandı.

Buna göre sosyal ağ sağlayıcıları; sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi verileri oluşturmalarına ve paylaşmalarına imkân sağlayanlardır. Aslında örnek ile somutlaştırmak gerekirse: Mesela Facebook, Instagram, WhatsApp gibi mecralar…

Bu çerçevede, internet ortamında yapılan yayının sadece belirli bir kısmında sosyal etkileşim amaçlı içeriğe yer veren gerçek veya tüzel kişiler ile kişisel internet siteleri, elektronik ticaret siteleri ve haber siteleri gibi sosyal etkileşim amaçlı içeriğin ikincil veya yan bir hizmet olarak sunulduğu platformlar sosyal ağ sağlayıcı tanımının dışında tutuldu.

Sosyal ağ sağlayıcılarını neler bekliyor? Sosyal ağ sağlayıcılarının yükümlülüklerini yerine getirmemesi de mümkün. Bu durumda onları neler bekleyecek?

Sosyal ağ sağlayıcılarının yükümlülükleri nelerdir? BTK kararı ile gelen düzenlemelerle birlikte sırasıyla açıklayalım.

Temsilci atama yükümlülüğü:

Sosyal ağ sağlayıcılarının çoğunun merkezi yurtdışında. Bu sebeple kanun kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla Türkiye’den günlük erişimi bir milyon kişiden fazla olan internet yayıncılarına Türkiye’de temsilci bulundurma yükümlülüğü getirilmiştir.

Sosyal ağ sağlayıcının temsilci atama yükümlülüğü bakımından, temsilci olarak olarak atanacak tüzel kişinin Türkiye’de kurulmuş ve Türk mevzuatına göre tüzel kişiliği haiz olması ve gerçek kişi temsilcinin ise Türk vatandaşı olması gerektiği açıkça düzenlenmiştir.

Sosyal ağ sağlayıcı temsilci belirlemez ise ne olacak? Öncelikle para cezası öngörülmüştür.

Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya BTK tarafından bildirimde bulunulur. Sosyal ağ sağlayıcının BTK’nın bildirimini takiben 30 gün içinde temsilci ataması gerekir.

Temsilci belirleme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısına ilk etapta “10 milyon TL değerinde idari para cezası” uygulanıyor. Bu idari para cezasına rağmen 3* gün içinde yükümlülüğün halen yerine getirmemiş olması halinde ise ikinci etapta “30 milyon TL değerinde idari para cezası” uygulanıyor.

Peki iki kez verilen idari para cezasına rağmen sosyal ağ sağlayıcısı temsilci belirleme yükümlülüğünü yerine getirmiyor ise ne olacak? Burada reklam yasağı karşımıza çıkmaktadır.

Bu kez “reklam yasağı” uygulaması karşımıza çıkıyor. Bunun anlamı şudur: ilgili kişilerin sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesi yasaklanır, sosyal ağ sağlayıcısı ile yeni sözleşme kurulamaz ve para transferi yapılamaz.

Peki reklam yasağına rağmen temsilci belirlemeyen sosyal ağ sağlayıcısına uygulanacak yaptırım nedir?

Bu defa bant genişliğinin daraltılması yaptırımıyla karşılaşıyoruz.

Reklam yasağına rağmen temsilci belirlemeyen sosyal ağ sağlayıcısına ise “bant genişliğinin daraltılması” yaptırımı öngörülmüştür. Bu yaptırım kullanıcıların ilgili sosyal medya uygulamasına erişiminin kısıtlanması anlamına gelmektedir. Bu kapsamda, ilk aşamada %50 ve duruma göre ilerleyen aşamalarda %50 ile %90 arasında belirlenecek değerde bant daraltma idari yaptırımı uygulanması söz konusu. Görüldüğü üzere aşamalı bir yaptırım uygulaması öngörülmüştür.

Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirilmesi halinde sosyal ağ sağlayıcısına BTK tarafından veriken cezaların ¼ tahsil ediliyor, reklam yasağı ve bant daraltma yaptırımları kaldırılıyor.

Başvurulara cevap verme yükümlülüğü:

Sosyal ağ sağlayıcıları kişiler tarafından yapılan başvurulara cevap vermekle yükümlü tutuluyor. Buna göre başvuruya en geç 48 saat içerisinde olumlu veya olumsuz bir cevap verilmemesi durumunda ilgili sosyal ağ sağlayıcısına 5 milyon TL değerinde para cezası kesilebilecek.

Bu yükümlülüğün uygulaması hükmün yürürlük tarihinden itibaren (01.10.2020) 3 ay içinde başlıyor. Buna göre son tarih 01.01.2021 idi.

Başvurulara ilişkin rapor hazırlamak ve kuruma bildirme yükümlülüğü:

Sosyal ağ sağlayıcıları; mahkemenin erişim engelleme/ içeriğin çıkarılması kararlarının uygulanması ile ilgili olarak ve kişilerin başvurularına ilişkin olarak rapor hazırlamak ve bu raporu 6 aylık dönemlerle Kuruma bildirmek zorunda. Raporlama yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya 10 milyon TL değerinde para cezası uygulanacak.

Sosyal ağ sağlayıcı tarafından altı aylık dönemlerde hazırlanacak raporların hazırlanma ve internet sitesinde yayınlanma usulü ile BTK’ya bildirim şekline ilişkin hususların BTK tarafından belirlenerek sosyal ağ sağlayıcıya bildirilebileceği düzenlenmiştir.

Türkiye’deki kullanıcıların verilerini barındırma ve gerekli tedbirleri alma:

Bir diğer yükümlülük ise sosyal ağ sağlayıcısının Türkiye’deki kullanıcılarının verilerini Türkiye’de barındırma ve bu hususta gerekli tedbirleri alma yükümlülüğüdür. Bu sayede bir hak ihlali olması durumunda tespiti kolaylaşacak ve hukuki süreçler daha kolay işleyecek. Ancak ifade özgürlüğüne ket vurabileceği yönünde fikirlerin mevcut olması sebebiyle tartışmalı bir husus olduğunu söylemekte fayda var.

Kullanıcı verilerinin Türkiye’de barındırılması yükümlülüğüne ilişkin olarak bu kapsamda temel kullanıcı bilgileri ile BTK tarafından bildirilebilecek hususlara ilişkin verilerin Türkiye’de barındırılmasına yönelik tedbirlerin alınmasına öncelik verileceğini düzenlemiştir. Ayrıca, alınan tedbirlere ilişkin olarak her raporlama döneminde BTK tarafından bildirilen hususları da kapsayacak şekilde BTK’ya bilgi verilecektir.

Mahkeme kararı neticesinde içeriği engelleme yükümlülüğü:

Bir içeriğin hukuka aykırı olduğu mahkeme kararı ile tespit edildiğinde; sosyal ağ sağlayıcı 24 saat içerisinde bu içeriği engellemek durumunda aksi takdirde mevcut zararlardan sorumlu olacağı düzenlenmiş, üstelik bunun için sosyal ağ sağlayıcısının Türkiye’deki günlük erişiminin bir milyondan fazla olması şartı aranmamakta.

İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesine ilişkin başvuruların Türkçe dil seçeneği kullanılarak yapılabilmesini sağlama ve Türkçe yapılan başvuruları Türkçe cevaplama yükümlülüğü de BTK kararı ile mümkün hale gelmiştir.

Peki, bugüne kadar hangi şirketler temsilcilik açacağını duyurdu? Bugüne kadar süreç nasıl işledi?

Günlük erişimi bir milyon kişiden fazla olan sosyal ağ sağlayıcılarının 02.11.2021’e kadar Türkiye’de temsilci atamaları gerekiyordu.

Kanun kapsamında BTK, yasal sürenin sona ermesinin ardından temsilci bildiriminde bulunmayan Facebook, Instagram Twitter, YouTube, TikTok, Pinterest, LinkedIn ve Dailymotion şirketlerine 10’ar milyon lira ceza verdi.

Bu şirketlere yasa gereği kararın tebliğinden itibaren başlamak üzere 30 gün daha süre tanındı ancak söz konusu sosyal medya devleri Türkiye’de herhangi bir temsilci atamayınca bu defa 30’ar milyon lira idari para cezası kesildi.

Bu süreçte, dünyanın önde gelen sosyal ağ sağlayıcılarından Rusya merkezli Video Kontakte (VK) Türkiye temsilcisinin bilgilerini BTK’ye bildirerek internet sitesinde yayımladı.

İkinci kez verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren 30 gün içinde de bu yükümlülük uygulanmazsa Türkiye’de tüzel kişilerin ilgili sosyal medya şirketine reklam vermesi yasaklanacak ve bu kapsamda para transferi de yapılamayacaktı. Bunun yanında BTK, ilgili sosyal ağın internet trafiği bant genişliğinin yüzde 50 daraltılması için sulh ceza hakimliğine başvurabilecekti. Verilen reklam yasağı kararı, Resmi Gazete’de yayımlanacaktı. Ayrıca reklam yasağının uygulamasını BDDK, Merkez Bankası, Vergi Denetimi Kurulu ve ilgili tüm kamu kurumları takip edecekti.

Sosyal medya şirketleri, bu süreçlerin sonunda da olsa Türkiye’de temsilcilik açmayı kabul ederlerse kendilerine o güne kadar kesilen idari para cezalarının dörtte biri tahsil edilecek, reklam yasağı kaldırılacak ve internet trafiği bant genişliğine yapılan müdahale de sonlandırılacaktı.

Tüm bu süreçlerin sonunda VKontakte (VK), YouTube, Dailymotion, TikTok, LinkedIn gibi sosyal medya platformları, Türkiye’de temsilcilik açmaya karar veren şirketler arasında yer aldı. Temsilci atayacağını son olarak açıklayan platformlar ise Facebook ve Instagram oldu.

Twitter’dan ise henüz bir karar belirtilmemekle birlikte, diğer platformlar gibi temsilcilik atayacağı yönünde karar bekleniyor.

Ülkemizde milyonlarca kullanıcısı bulunan sosyal ağ sağlayıcılardan TikTok’un internet sitesindeki verilere göre, uygulamanın ait olduğu ByteDance şirketinin Pekin, Londra, New York, Paris, Dubai, Cakarta ve Tokyo başta olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde 126 ofisi bulunuyor. Bu sebeple ısrarla Türkiye’de temsilcilik belirlememesi dikkat çekmişti.

Sosyal Medya Kanunu’nu nasıl buldunuz? Sosyal Medya Kanunu’nun ifade özgürlüğü konusunda endişelendirmeli mi?

Kanun kapsamında sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye’de yerleşik temsilci bulundurma zorunluluğu getirildi. Bu çok önemli ve pozitif bir gelişme. Hak ihlali yaşayanlar, en azından işlemi yapan kişinin kimliğini tespit edebilecekler ve yazışmaların, paylaşımların dökümleri adli merciiler tarafından sosyal ağ sağlayıcısından bizzat istenebilecek. Temsilcilere yüklenen görevler sayesinde süreçler daha hızlı bir şekilde ilerleyecek, öngörülen yaptırımlar sayesinde ise düzenlemenin caydırıcı olacağını düşünüyorum. Bizler de ekran görüntüsü almakla uğraşmak zorunda kalmayacağız, sosyal ağ sağlayıcısına başvurarak gerekli bilgileri elde edebileceğiz ve hukuki süreci yürütebileceğiz.

Bu düzenlemenin iyi yanlarıyla birlikte eksik yanları da söz konusu. Kanun ile sosyal medya üzerinde tümüyle bir kontrol mekanizması yaratmak ifade özgürlüğü bakımından zararlı sonuçlar doğurabilir. Ama ben Kanun hükümleri hassas ve dengeli bir şekilde uygulandığı takdirde zararlı sonuç doğurmayacağı kanaatindeyim. Bu bakımdan uygulama önem arz edecektir.

Sosyal medya hukukuyla ilgili ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Bu alanda yaşadığınız ilginç davalar var mı?

Sosyal medyayı kullanmayı çok seviyorum ve sık sık kullanıyorum. Sevdiğim bir mecra olunca buradaki etki-tepki olaylarına karşı duyarsız kalamıyorum.

Benim ilk akademik makalem “unutulma hakkı” ile ilgiliydi. Bir gazetede artık haber niteliği olmayan bir olayın tekrar gündeme getirilmesi o haberdeki kişileri zedeleyecek tarzda idi ve çok rahatsız olmuştum. O dönemden bu yana medya ve sosyal medya ile ilgili yeni gelişmeleri takip ediyorum ve akademik çalışmalar yaparak çok fazla makale yazıyorum.

Bunun dışında ofisimde bu alanda çok fazla dava dosyasını takip ediyorum. Sosyal medya mağdurlarının sayısı gerçekten çok fazla. Ve şu da bir gerçek hepimiz mutlaka DM yoluyla veya başka bir şekilde sosyal medya üzerinden tacize uğramışızdır.

Bu alanda takip ettiğim ilginç birçok dava var evet. Örnek vermek gerekirse müvekkillerimden biri Instagram’da sahte bir hesap üzerinden taciz boyutuna varırcasına rahatsız edilmişti, adına açılan fake hesaplardan arkadaşları ve ailesi ekleniyordu ve müvekkilin müstehcen fotoğrafları paylaşılıyordu, başka kişilerle DM yazışmaları ifşa ediliyordu…. Ve bu durum tek seferlik değildi. Müvekkil report ettikçe yenisi çıkıyordu, anlayacağınız mantar gibi türüyordu.

Sosyal medya üzerinden mesajlaşılan kişinin kendisini mesajları yayımlayacağını belirterek tehdit etmesi ve DM ifşa ile ilgili de birçok dosya takip ettim. DM ifşa ne yazık ki çok yaygın hale gelen bir mesele ne yazık ki… Ancak haberleşmenin gizliliğinin ihlali ve bir suç.

Bu şekilde giderek yaygınlaşan ve suç işlenebilmeyi de bir anlamda kolay hale getiren sosyal medyayla ilgili olarak sürekli olarak yeni gelişmelerle karşı karşıyayız. Bu sebeple mümkün oldukça güncel kalmak ve yeni gelişmeleri takip edebilmek, en önemlisi ise bir hukukçu olarak yeni gelişmelerin bize sağladığı tüm yolları denemek ve müvekkillerimizin yaşadığı mağduriyeti sonlandırabilmektir. Bunun için sürekli okumak ve araştırmak önemli.

Av. Oğuz Kara ([email protected])

Bütünleşik pazarlama, reklam, yönetimi ve danışmanlığı ile ilgili hızlı bir şekilde fiyat teklifi alabilirsiniz.

E-posta Bülteni

Bültene abone olarak en son paylaşılan içeriklerden ilk siz haberdar olabilirsiniz.
İlgilendiğiniz içeriği bulabilmek için arama yapın.

Son Paylaşılan İçerikler

Tümünü Görüntüle
Abonelik
Bildirim
guest

0 Yorumlar
Geri Bildirimler
Tüm Yorumları Göster